23 Haziran 2022 Perşembe

Neden Blog ?

 




Twitter'dan ikinci kez fizanı yiyince bunları demem sizi şaşırtmayabilir ama Twitter böcek kovanından hallice bir platform. Herhalde sözlü kültürün dijital dirilişinin en büyük yalvaçlarından. Zırt pırt uçan bildirimler, anlamsız tartışmalar, tamamen dikkat ekonomisi üzerine kurulu bir mantık vs. İlkel ruhun dirildiği artık barizdir, zira zaman kavramı sonsuz siber mekanda dağılıp gitmiştir. (Bu mekan-zaman karşıtlığı da konumuz için önemli, ileride daha detaylı değinirim.) Şimdi zamanın "uzmanları" sözlü kültüre dijital dönüşün insanın "soğuk ve mekanik" ortamdan kurtarıp yeni bir çağa başlatacağını iddia ediyordu. Görünen o ki bu sıcak ve organiklik adeta böcek olmak. Yazılı kültürün ya da genel bilinen adıyla modernitenin eksileri yeteri kadar konuşuldu ama kimi artılarını, değerli artılarını, özellikle bu haşere kakafonisindeyken anlıyoruz. 

"Blake, "tek bir vizyondan ve Newton'un uykusundan" kurtulmaya çalışırken, on sekizinci yüzyılda olup bitenin fiilen bu olduğunu düşünmüştü. Çünkü tek duyunun egemenliği, hipnozun formülüdür. Ve bir kültür, duyulardan herhangi birinin uykusunda hapsolabilir. Herhangi bir başka duyunun meydan okuması, uyuyanı uyandırır."- Marshall Mcluhan, Gutenberg Galaksisi, syf.107

Aydınlamanın her türlüsünün temeli mektup, kağıt ve en önemlisi matbaadır. Araya mesafe, ama nesnel olacak şekilde, koymaktır. Şimdi bu "soğuk ve mekanik" olacaktır, bizi "özümüzden" uzaklaştırır belki. Bütün bu itirazlarınızı bin kere duydum. Ama ben mutlak hikmetin var olduğunu bilenlerdenim ve bu hikmetin kovanın böğürtüsünde olmadığını bilirim. Göğe kalkmak gerekir. İnternet yapısı gereği bunu neredeyse imkansız kılıyor, hele hele sosyal medya. Ancak blog bize ufacık bir nefes boşluğu bırakmış vaziyette. Bu yüzden bir süreliğine Twitter'ın beni görevden affını kabul edip buraya yoğunlaşacağım. 

Bana erişmek isteyen dostlarım buradan ya da paylaşacağım mail üzerinden erişebilirler.

Neyse artık hep bahsetmek istediğim bir konuya geldik: Sözlü ve Yazılı Kültür. Gelecek ay sizler için analiz edeceğim kitap, mutlaka okumanızı öneririm. ( PDF kesinlikle almayın, Apoid yayınevi kazansın) 


Mail: georgewaschington03@gmail.com


18 Haziran 2022 Cumartesi

Bataklık Kılavuzu

 

Melali anlamayan nesle aşina değiliz- Ahmet Haşim

AHAB: Speak not to me of blasphemy, man, I’d strike the Sun if it insulted me. Look you, Starbuck. All visible objects are but as pasteboard masks. Some inscrutable yet reasoning thing puts forth the moulding of their features. The white whale tasks me, he heaps me, yet he is but a mask. It is the thing behind the mask I chiefly hate, the malignant thing that has plagued and frightened man since time began. The thing that mauls and mutilates our race, not killing us outright but letting us live on with half a heart and half a lung.
STARBUCK: God keep us, keep us all ...
AHAB: The crew stands with me, Mr Starbuck. You heard them swear. Now, what say ye? Surely the best lance out of all New Bedford will not hold back from the greatest hunt of all.- Moby Dick(1956)




Dürüst olmak gerekirse cehennemde yaşıyoruz. Öyle ki kırbaç ve zakkum kimimize daha nazik ve şerefli birer seçenek gibi geliyor. Her gün her yerdeki boktanlığa eşzamanlı olarak maruz kalmak kafanın içine çıyan girmesi gibi. İnsanın en yaman düşmanı olan bu cehennem çıyanları sadece nefret ettirmekle kalmıyor, kendileriyle uğraşanları da mal ediyor, boka batırıp Floyd ağabeğin dediği gibi kaybettiriyor. Tabii bu cehennemin yedi katında yapılacak bu kadar şey varken, bir akraba evliliği mahsulü ile atışmak veya rastgele bir kıza/oğlana/oğlankıza(Yalçın amca redaktör) yürümek gibi, neden buradasın ? Yoksa beton ormanlarının itlerinden ve bulgur bataklıklarının sineklerinden kaçıyorsun ? O zaman hoş geldin, değerli okur, boktanlığın bittiği noktaya. Aradığın sığınağı buldun. Bütün bu yığın ve yabana tepeden bakan bir fildişi kule. Tepeden bakmayı yanlış anlama, değerli bir iştir. Yüz yüzeyken ahlak ve iman abidesi olanların tepeden ne kadar da rezil birer "gavadiyet" topağı olduğunu, anlı şanlı cübbeli hocaların daha dibini bile görmekten aciz kör ve sakat olduğunu görürsün. Burası sadece bu devleri cüce kılmak ve sizi az da olsa günlük hayatın rezilliğinden sıyırmak, sizi hak ettiğiniz denizlere az da olsa yaklaştırmak. 

Beni yanlış anlamayın, burası size rehberlik edemez. Burası ancak sizin uzun yolunuzun başındaki yarı sönük bir lamba olabilir. Buradaki içeriklerin hiçbiri telakki değildir, sadece sizin öğütmeniz için birer azıktır. Ama kimi kandırıyoruz, böyle blogu da başka yerde babayı bulursunuz.

Bu mukaddimeye son vermeden önce şunu söyleyeyim: Bu blogda tek bir yalan söz edersem, bedenen ve ruhen, işkembem ve bağırsaklarımla yüz bin şeytana adanayım, aynı şekilde siz de bu blogda anlatacaklarımın TAM GERÇEK olduğuna iman etmezseniz götünüze zebani yarağı girsin, yıldırımlara gelesiniz, varisten topal kalasınız, kanlı ishale tutulasınız... İyi okumalar.




17 Haziran 2022 Cuma

Kayıp bir metin: Kürtlerin Sisifikasyonu Üzerine Tezler


Giriş 

Uzun bir süre boyunca garip bir olgu benim dikkatimi çekmişti: Kürtlerdeki travestilik, zennelik, eşcinsellik oranlarının göze çarpacak kadar sıklığı. Önceleri bunun basit bir aktivizm oyunu olduğunu düşündüm. Ta ki bu yılın Ocak ayında bir Barzanici-Apocu kavgasına denk gelene kadar. Her iki taraf da birbirlerinin açık pisliklerini dökerek adeta bir bok şöleni yaratıyordu ki zevk almamak imkansızdı. Şölenin tadını çıkarırken Barzanicilerden birinin ortaya attığı iki sav dikkatimi çekti:

        1. PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan "Türk derin devleti" tarafından yönlendiriliyor ve tasmasını Yalçın Küçük tutuyor.
        2. Abdullah Öcalan; derin devletten aldığı talimat üzere Kürt kadınlarını ailelerden koparıyor, Kürt erkeklerini de kadınsılaştırıyor/ sisifike ediyor.


Yalçın Küçük ve Öcalan'ın görüşmüş olduğu zaten bilenlere çoktandır malum ama bu iki savın senteziyle ilk kez karşılaştım. Dayanılmaz bir merak duygusuyla bulabildiğim her yerde kaynak aramaya başladım. Sonunda bir sahafta aradığımı buldum. Yalçın Küçük DPT'de çalışırken özellikle Irak'ta kaynayan Kürt meselesi Türkiye'ye de sıçramaya başlamıştı. Durul kurmayları Yalçın Küçük 'ten önlemler üzerine bir rapor hazırlamasını istediler. Yalçın Küçük de 1968 tarihli "Kürtlerin Sisifikasyonu" Raporu'nun yapısal hassaslığından dolayı metni bu blogda yazıya dökmek zorunda kaldık.  Artık Türk okurunu bu kayıp raporla tanıştırma zamanı...

Metin Transkripsiyonu

1. Kürtler, İrani bir kavimdir ve bundan dolayı fıtri olarak "pasifleştirilmeye" uygundur.
Remark: Her ne kadar Acem kuzenleri kadar yerleşik hayata, büyük bilimci İbn Haldun'un deyimiyle hadarete ve dolayısıyla "derin devlet sanatlarına" uyum sağlamamış olsalar da antropolojik olarak bu kavimlerde belli özelliklerin dikkat çektiğini görüyoruz. 5.tezimizde erkekler açısından bu konuyu genişleteceğiz. Acemlerin Kızılbaşlar tarafından tekeleştirilmesi bize önemli bir örnek sunar, öyle ki söz konusu coğrafyaya 1000 yıl boyunca hükmetmişler. Artık İran Türklerin elinde olmasa da yeni efendilerine de aynı zevk ve şevkle "domalmaktadırlar".

2. Kürtler bedeviyetten doğan vahşilik avantajını aşiret yapılarıyla sıfırlar. 
Remark: Ağalık ve aşiret yönetimleri Kürtleri yüzyıllardır itaate uygun bir şekilde biçimlendirmektedir. Öyle ki ağalarının veya şeyhlerinin emriyle eşlerini bile paylaşırlar. Son 150 yılda bu yapılar dini bir kimlik edinerek özellikle güçlenmişlerdir.

3. Kadirilik ve Nakşibendilik gibi tarikatlar, Kürtleri "uygun pasifikasyon" yöntemleri için hazırlayıcı öğelerdir.
Remark: Devletin edindiği nüfus yönlendirme ve ulus budun güdümleme araçlarının kökleri tarikatların geleneklerine bağlıdır. Mürşidin müritlerini "talim ve terbiye" amacıyla kullandıkları yöntemler, devletin oğlan teşkilatı başta olmak üzere birçok eğitim kurumuna ilham olmuştur. Saltanat döneminde dükeli oldukça etkili olan bu yapılar, her ne kadar bugün ülkenin çoğunluğunda zayıflamış olsa da Doğu'da güçlüdür ve buradan ülkenin geri kalanına yayılır. Nakşibendi şeyhlerinin özellikle bu coğrafyadan çıkmış olması onları daha da değerli kılar.

4. Diyalektiğin temel ilkeleri gereği aşiret yapılarının bozulup çökmesi bahsedilen "itaat" ruhuna yeni bir yaşam verecektir. 
Remark: Her ne kadar ağalık ve şeyhlik Kürtlerde itaat karakterini yaratsa da hala devlete karşı ağalarının yanında güçlü bir öğe olarak bulunurlar. Ağalığın çökertilmesi sayesinde hem Kürt halkı sonsuza dek bükülecek hem de Türk devletinin bölünme kaygısı ortadan kaldırılacaktır. Şeyhliğin kaldırılması ağalığın kaldırılmasıyla eşgüdümlü gidecektir. Bunun için İslam'a alternatif olarak Ali'siz Alevilik, Şeytan tavuğa tapmaca ve Zerdüştlüğü öneriyoruz. Zerdüştlük kardeş evliliğine izin verdiği için Kürtleri özel olarak cezbedecektir. 

5. Kürt erkeklerinin kadınsı yüzleri ve dolgun kalçaları bizi "pasifleştirme" yöntemlerinden "sisifikasyonu" seçmeye yönlendirir. 
Remark: Antropolojik olarak Kürtleri incelediğimiz de erkeklerinin, bütün o kıl tabakasının ardında, narin birer teke olduğunu fark ederiz. Kadınları ve muhtemelen İbrani kökenli ağa-şeyhleri tarafından sürekli kırılan bu tekeler hınçlarını eşeklerden ve diğer ahır hayvanlarından alırlar. Bu tekeler sürülerinden uzaklaştıklarında tamamen güdümlenmeye uygun hale geliyorlar ki Çukurova deneyimi de bize bunu gösterir. Ama aşiret yapılarının yıkılıp yerine mafya teşkilatlarının çıkmaması hayati önem taşır. Bundan dolayı sadece sürüleri dağıtmak yetmez, aynı zamanda artık kırılgan hale gelmiş erkekliklerini tamamen yıkmak gerekir. Bazı kavimlerde bu oldukça zor iken Kürtlerin bahsettiğimiz özellikleri onları "sisifikasyon" için mükemmel aday yaparlar. 

6.Kürt kadınları aşiret yapılarından kurtarılıp özgürleştirilmelidir.
Remark: Kürt erkeklerine zıt olarak Kürt kadınları da bir o kadar erkeksidir. Kaşları erkeklerine rakip olacak kadardır ve erkeklerdeki narin yapı onlarda tersine inkılap ederek adeta yontma kayaya döner. Kendilerine yetmeyen erkeklerin arasında yetiştikleri için Kürt kadınları doyumsuzdur ve azgındır. Ermeni dulundan sonra coğrafyanın en azgın dişisidir, çocuklu bir Kürt kadını günde 7 erkekle beraber olabilir. Bekarını siz düşünün.  Nasıl ki Kürt erkekleri kırılgan erkekliklerinden kurtarılmalılarsa kadınları da ağalarının pençelerinden kurtarılıp hayatın esas değerleriyle tanıştırılmalılar, mesela dağda bir Türkmen delikanlısına kuma olmak ya da Batı'daki şehirlerin üniversite bahçelerinde şebeklik, afedersiniz, "aktivizm" yapmak gibi. Kürt kadını bu devrimi yapmaya hazırdır.

7. Söz konusu sürecin yönetimi için bir görevlinin atanması ve onun bir örgüt kurması zorunludur.
Remark: Özellikle Kuzey Irak ve Batı İran'daki Kürt örgütlenmelerinin Türkiye'ye sıçramasını önlemek ve Kürtlerin sisifikasyon ve soybüküm süreçlerini yönetmek üzere bir örgüt kurulmalıdır. Bu örgüt Kürt kılığına girecek bir Türk arkadaşımız tarafından yönetilecek ve adeta bir filozof-kral edasıyla bahsettiğimiz değerleri aşılayacak. Kürt kadınlarını özgürleştirmek için onları dağa kaldıracak, bu esnada erkeklerini kadın kılığında karakollara yollayacak. Aday listesi üzerinde hala çalışmakta olduğumuzu bildiririz. 

8. Sayın Celal Bayar tarafından başlatılan soya tesisleri soybükümün temel yapıtaşlarındandır.
Remark: Son yapılan araştırmalar soyanın insan fizyoloji üzerindeki değiştirici etkisini göstermektedir. Çoklu doymamış yağların hormon dengesini bozması onları cinsiyet ve toplumsal düzeni yıkma konusunda birinci aktör kılar. Kürt diyetini et ağırlığından bu tür yağların ağırlıklı olduğu bir yere çekmeliyiz. Bunun için Kürtler özellikle vejeteryanlığa ve tarafımızca geçen sene icat edilen veganlığa teşvik edilmelidir. 

9. Kürt fizyolojisinin geleceği zarganadır.
Remark: Atalarımızın da "sisifikasyon" sürecinde yaptığı gibi fiziksel bir başkalaştırma olmadan "sisifikasyon" imkansızdır. Kalça harici tamamen kastan ve yağdan arındırılmış Kürt bedeni bozuk bir zarganaya benzeyecektir ki hedefimiz de budur. Onları dövüş sporlarından uzaklaştırıp tamamen seyirci ve edilgen kılacak sporlara yönlendirmeliyiz. Futbol dışındaki tüm seçenekler gerçekdışıdır. Özellikle devlet büyüklerimizin ve dolaylı olarak Kürt kılığındaki İbranilerin kulübü olan Galatasaray bu projeye ortak olmak için gönüllüdür. Kürtleri taraftar yapacaklar ama kesinkes akademide yükselmelerine izin verilemeyecektir. Voleybol hariç...
Remark'a Remark: Şu asla akıldan çıkarılmamalıdır ki Türkiye için esas tehlike içerideki İbranilerdir. Hem Kürtleri hem Türkleri yönlendiren bu kavim İsrail'in doğuşuyla coğrafyayı tamamen güdüme almıştır. Tarikatçılık suyunun dümenini de esas olarak onlar döndürürler. Barzani onlardandır. Not alıyorum...

Transkripsiyon Sonu ve Diğer Metinler Üzerine Küçük bir Şerh

Bu aktarılan kısım raporun ana iskeletini oluşturuyorsa da raporun tamamı değil. Sonraki kısımda "Sisifikasyon Geçmişimiz" başlığı altında derin devlet pratiklerinin tarihi sunulmaktadır. Bu kısım hasar gördüğü gerekçesiyle parça parça ve başka kaynaklardan derlemelerle birlikte ileride yayınlanacaktır. Eğer bu tezler kafanızdaki birçok soru işaretini gidermişse ne mutlu ama daha da çok soru işareti belirmişse gerçekten amaca ulaşmışızdır. Sağlıcakla kalın. 





 

Dünya Edebiyatından On Beş Öneri

  Hesabımda herhangi bir yorumumdan sonra benden kitap önerisi isteyenlere denk gelmek sıkça karşılaştığım bir durum. Doğal olarak elimden g...